Python’u ve şifreleme kütüphanelerini test etmek amacı ile yazdığım basit bir betik. Bu sistem aracılığı ile klasör içerisindeki tüm dosyaları otomatik olarak şifreleyip, şifresini çözebilirsiniz. Kullanması çok basittir.
Kategori: Bilişim
Bu bilişim kategorisinde bilişim ve internet ile ilgili çeşitli konularda yazılar göreceksiniz :)
Geliştiriciler İçin Parolaları Güvenle Saklama Yöntemleri
Teknolojinin bu denli önemli olduğu bir çağda, parolalarımızın güvenliğini sağlamak en önemli ihtiyaçlarımızdan birisidir. Bir web-sitesi, forum, eposta veya oyun şifresi olsun. Servis sağlayıcıların kullanıcılardan istediği şey, parolalarının güvenliğini ve gizliliğini sağlamaları. Peki acaba kendileri bunu sağlayabiliyorlar mı?
CMD Dosya Kodlarıyla Şaka Virüsü Yapımı
Uyarı! Bu yazı eğitim amaçlı yazılmıştır. Bu yöntemlerden herhangi birini kullanmanız sonucunda doğabilecek herhangi bir durumdan sorumlu değilim.
Bu yazımda size basit ve eğlenceli bir şaka virüsünü nasıl yazabiliriz onu göstereceğim. Aslına bakarsanız bu koda virüs demek doğru olmaz, çünkü bir virüsün başlıca amaçları şudur; bilgisayara gizlice sızmak, kendini çoğaltabildiği kadar çoğaltıp heryere bulaşmaya çalışmak, sisteme veya kullanıcıya zarar verip maddi zararlara yol açmak. Fakat korkmayın, bizim kodumuz bunlardan hiçbirini yapmamakta.
Kablosuz Şarj
Yirmi birinci yüzyıla girdiğimizden beri cep telefonu sektörü hızla gelişmiş ve yeni cep telefonu üreticilerin markalaşmasına olanak sağlamıştır. Bu süreç içerisinde Nokia, Samsung, Apple, HTC, Motorola, Sony ve LG gibi markalar üretim kapasitelerini arttırmış ve muhtelif modeller ile de bu cep telefonlarını dünya pazarına sunmuşlardır. Akıllı telefonlar olarak nitelendirilen bu cihâzlar dünya çapında milyonlarca satış rakamı elde etmiş ve endüstrinin, iletişimin vazgeçilmez unsurları olmuşlardır. Her geçen sene yeni modellerin çıkması, jenerasyonun dinamik kalmasını sağlamış ve ekstra özellikler ile de satışların sürekli dinamik olmasına neden olmuştur. Geçtiğimiz yıldan itibaren ise cep telefonlarına gelen kablosuz şarj özelliği, bu aşamada akıllı telefonların vazgeçilmez özelliklerinden biri olma yolunda hızla ilerlemektedir.
İnternet Siteleri ve E-Ticaret
İnternetin, doksanlı yıllarda hayatımıza girmesi dünyada birçok unsurun işleyişini ve düzenini değiştirmiştir. Doksanlı yıllardan milenyuma geçiş sürecinde ise bir devrim yaşanmış ve dinamik sitelerin varlığı, interneti bir alışveriş mecrasına dönüştürmüştür. Hatta bu online alışveriş çılgınlığı ayyuka varmış ve vitrinlerin bile sırayla gezilebildiği sanal avmler yayın hayatına başlamıştır. Ciddi bütçeler ile kurulan bu internet siteleri, reel alışveriş düzeyinin bir kısmının internete kaymasına neden olmuş ve sanal kartların oluşturulması ile de büyük bir sektör yaratılmıştır.
3 Boyutlu Yazıcılar
Geleceğin teknolojisi olarak nitelendirilen üç boyutlu baskı teknolojisi, aslında 1980 yılından itibaren dünyada kullanılmaya başlanmıştır. Ancak geçtiğimiz dönemlerde, bu teknoloji her ev için tasarlanmış hâliyle tüm dünyaya lanse edilmiştir. Böylece her araştırmacı, macera sever ya da grafiker; bilgisayar ortamında tasarlamış olduğu prototipleri 3 boyutlu yazıcı sayesinde oluşturabilecek ve bir çalışmanın ilk pratik örneklerini alabilecektir.
3D yazıcı sektörü, bunlardan dolayı tüm dünya için artık vazgeçilmez bir unsur olmuş ve ülkemizde de geçtiğimiz yıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Sanayi alanında son elli yıldır kullanılmakta olan CNS makine tezgâhları, üretilmesi ya da biçim verilmesi istenen bir ürünü oluşturan devâsa makinelerdi. Üç boyutlu yazıcı teknolojisi ise, işte bu prototip oluşturma işlemini her eve getirmiştir. Bu şu demektir ki, evinde 3D yazıcı sahibi olan herkes bir oyuncak araba, cep telefonu modeli, güneş gözlüğü, kitap, plastik ambalaj ve benzeri ürünler tasarlayıp baskısını yapabilirler. Hatta geçtiğimiz günlerde hem Uzak Doğu Coğrafyası’ndan hem de Türkiye’den bir kişinin, bu 3 boyutlu yazıcı modelleri aracılığıyla tasarladığı tabancıyı üretebilmişlerdir. İşin bu boyutu, geleceğin teknolojisi olan üç boyutlu baskının kötü amaçlar için de kullanılabileceği gerçeğiyle ilgilidir. Henüz çok yeni bir teknoloji olduğundan dolayı, bu konu hakkında yasal düzenlemeler de elbette yapılmış değildir. Ancak ilerleyen dönemlerde bu sektörün gelişmesi ile birlikte, gerekli yasal mevzuatın oluşturulacağı şüphesizdir.
Temel olarak bu tip yazıcıların mantığı, eski geleneksel yazıcılar ile örtüşmektedir: Öncelikle bastırılmak istenen modelin tasarımı, bilgisayar aracılığıyla çizilmelidir. Bu tasarım için, yüksek özellikteki modelleme, CAD ya da 3D tasarım programları kullanılır. Hâliyle farklı bir format olarak kaydedilen bu tasarımlar, üç boyutlu yazıcıların anlayabileceği dile çevrilir ve gerekli bölümleme işlem yapılarak model hâlinde çıktısı alınır. Bu tür dosyaların formatı STL’dir. CAD yazılımları aracılığıyla üretilen bu dosyalar, bir ürünün üretim ya da ilk hâli (prototip) olarak ortaya çıkar. Bu dosyalarda, yazıcının baskı sırasında yapacağı hamleler ve dilimlemelerin kodlamaları yer almaktadır. Bu şekilde baskıya giren ürünler elde edildiği zaman, bir prototip yani ilk üretim aşaması tamamlanmış olur. Stereolithography olarak da bilinen bu işlem, şimdiden geleceğin esas teknolojileri arasında yerini almıştır.
İndirmelimi mi? Almalı mı? iTunes
Başlık biraz garip gelebilir hatta şu anda bana da garip gelmekte fakat yazıyı okuyunca başlığın böyle olması gerektiğini anlayacağınıza eminim. Öncelikle bu başlık neyi anlatıyor onu açıklamaya çalışayım, bir müziği, filmi veya kısaca bir eseri satın almalı mı? Yoksa bu günlerde adına ‘korsan kullanım’ dediğimiz şekilde ücretsiz olarak paylaşılan yerlerden indirmeli mi? Bu gün bunlara ışık tutmaya çalışacağım ve başlık bu yüzden “İndirmelimi mi? Almalı mı?”.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki siz besi ineği veya kaz değilsiniz. İstediğinizi istediğiniz yerden alma hakkınız var ve bunu bilincinde olmalı, kazıklanmamalısınız. Yani daha ucuzu varken; size onu önemli gösterdiklerinden, “kültürlü vatandaş olmak için onu yapmanız gerekiyor” dediklerinden dolayı pahalısını alırsanız kazıklanmış olursunuz. Ve bu pek de hoş bir durum değildir. Kültürlü vatandaş demek her şeyin en pahalısını alıp kendini “sanatçılara saygılı biri” olarak görmek değil; zeki, bilgili ve kültürlü olmak demektir.
Öncelikle size sormam gereken bir şey var. Ve genelde her şey burada başlar. “Kredi kartınız var mı?” banka kartlarından bahsetmiyorum. Bir köşesinde “Visa” veya “Master Card” yazan kartlardan bahsediyorum. Eğer öyle bir yazı varsa şanslısınız, çünkü yakında “kültürlü bir vatandaş” olacaksınız 🙂
Çoğu zaman internete güvenmeyiz. Veya aslında bankaların gereken güvenlikleri sağlamadığından o güvenliği kendimizin sağlaması gerektiğini düşünüp kendimizi hep güvensiz hisseder ve yüksek limitli kredi kartlarımızın başkalarının eline geçmesinden korkarız. Neyse, bu başka bir konu. Fakat neden hala güvenli ortamlardan alışveriş yapmıyorsunuz ki?
iTunes’dan bahsediyorum. Reklam olması açısından değil, Türk sanatçıların da bol bulunduğu, kendi ülkesinden daha ucuza sattığı, Türk Lirası’nı kullandığı ve Türkçe bir altyapıya sahip olduğu için. Şimdi neden iTunes’dan alışveriş yapmamız, neden marketlerden CD / DVD veya kaset almamamız gerektiğini belirteyim, listeleyeyim.
- iTunes her yerden ucuzdur, hatta kendi ülkesinden bile daha ucuz. Bunun nedeni bilinmez fakat CD / DVD masrafı yapmadığı için veya Türkiye’ye daha yeni açıldığı, bu yüzden de pazardan pay almaya çalıştığı için diyebiliriz.
- iTunes’da gıcık ve tamamen saçma olan kopyalama engelleri yoktur. Bu sayede müziği veya filmi istediğiniz aygıtınza kopyalayabilir, CD’ye aktarabilir veya 5+1 ses sisteminizden dinleyebilirsiniz.
- iTunes’a eklenen parçalar kaliteli ortamlarda kayıt edilmiş, stereo ve kaliteli parçalardır. İyi bir ses sisteminden veya kulaklıkla dinlediğiniz zaman aradaki farkı hemen anlarsınız.
- CD / DVD gibi kırıldı, kayboldu derdi yoktur. İnternete bağlı olduğunuz her yerde indirip dinleyebilir, izleyebilirsiniz fakat iTunes haklı olarak ortak hesap kullanımlarını engellemek için bir hesabı sadece 5 aygıta bağlama yani bir hesaba sadece 5 aygıttan bağlanma sınırı koymuştur. Bu aygıtlara örnek verecek olursak bilgisayarınız, iPhone / iPad /iPod cihazları veya Mac bilgisayarlarınız olabilir.
- iTunes kullanabilmek için illa iPod / iPad veya iPhone’a sahip olmanız gerekmez. Bilgisayarınıza indirebileceğiniz iTunes programı sayesinde siz de bu ayrıcalıklardan faydalanabilirsiniz.
- Teknik destekleri çok iyi. Türkiye’deki gibi aslında bilmeleri gerekirken veya hali hazırda zaten söylediğiniz bilgileri sizden tekrar isteyen destek ekipleri yok. Giriş bile yapmadan destek ekibine sadece kullanıcı adınızı verdiğinizde satın aldığınız veya indiremediğiniz albüm hakkında bilgi sahibi olabilir, sorun çıkarabilirsiniz 🙂 Sadece biraz İngilizce bilmeniz gerekiyor ki eminim yakında o zorunluluğu da kaldıracaklar.
İşte burada listelediğim sebeplerden sadece bazıları, “neden marketlerden değil” de iTunes’dan alışveriş yapmanız gerektiğini açıklıyor. Peki kredi kartınız yoksa ne yapacaksınız? Marketler mi alışveriş yapacaksınız? Hiç tavsiye etmiyorum. Onun yerine müziklerin bol bulunduğu dosya paylaşım servislerinden bir premium hesap alıp korsan kullanın daha iyi. Çünkü artık ‘Türk Sanatçıları’ saçmalamaya başladı. Emeğe saygı deyip dünyadaki her yerden pahalı albümleri veya filmleri almamızı bekliyorlar. Yine de emeğe saygı diyorsanız, kabulümdür, ona uygun olarak şunu önerebilirim: tanıdıklarınıza nakit verip onların kredi kartlarından alışveriş yapabilirsiniz. Ek kart dedikleri meret sayesinde kart bilgileriniz çalınmadan veya kartınızdan çok çekeceklerini düşünmeden güvenle alışveriş yapabilirsiniz. Bunun için bankanıza danışmanız veya internet şubesini ziyaret etmeniz gerekecek. Mobil cihazlarınız var ise onlara özel eklentiler de mevcuttur.
Pekiii neden ben bunu yazdım, neden iTunes’u tanıttım? Listeleyeyim ki daha rahat bakılsın;
- Kazıklanmayın diye,
- Türk Sanatçılarına yaptıklarının yanlış olduğunu göstermek ve sonradan siz gösterin diye,
- Daha ucuzunun olduğu ve bu zamana kadar bilmediğinizden dolayı hayıflanasınız diye,
- Bazı ayrıcalıklardan faydalanın diye,
- Tahminimce Türkiye’ye yeni açıldığından dolayı bu kadar ucuz olan iTunes’un indirimlerinden faydalanın diye,
- Kültürlü insan olmak için daha farklı yolların olduğunu da bilin, kültürlü insan olmak için kazıklanmayın diye,
- Sanatçıya, emeğe saygı derken kazıklanmayın, daha ucuzunu alarak da saygı gösterebileceğinizi bilin diye,
- Bunca zamandır güvenmediğiniz internetin aslında güvenli olduğunu bilin diye.
İyi günler dilerim …
Youtube Hiç Sorunsuz Video İndirme. Tek Tık, İstediğin Format
Bu yazımda YouTube üzerinden, kolay bir şekilde nasıl video indireceğinizi göstereceğim.
Bilirsiniz keepvid, downvids gibi daha bir sürü adını sayamayacağım youtube video-indirme programı ve sitesi var. Fakat bu programları yüklemesi zahmetli, siteler ise javadan dolayı tehlikeli.
Artık hiç ama hiç uğraşmadan tek tıkla videolarınızı rahatlıkla indirebileceksiniz. İşte savefrom.net.
Youtube’da bir linkin başına ss yazıp gittiğimizde sistem bizi otomatik olarak indirme sayfasına yönlendiriyor. Şık ve reklamsız bir şekilde vidomuzu istediğimiz formatta indiriyoruz.
Resimlerle Adım Adım
İlk olarak itediğimi videonun başına ss yazıyoruz. Ör: www.ssyoutube.com/watch?v=bZ_BoOlAXyk
Hosts Dosyasının Gizemi ve İnsanları Çıldırtabilecek Bir Şey
Hosts dosyası, YouTube engellendiği sıralar bayağı bir bilinen dosyaydı. O sayede tanıdı herkes bu hosts dosyasını. Fakat nedir bilmiyoruz bu hosts dosyası?
Bir web sitesine giriş yapmak için normalde alan adı değil de bir numara girmemiz gerekir. Mesela facebook.com‘un numarası 173.252.101.26 ‘dır. Fakat bu numaraları aklımızda tutmak zor olduğundan dolayı onun yerine “facebook.com” gibi adresler ile bu numaraları kolayca bulmamızı sağladık. Yani siz aslında adres çubuğuna facebook.com yazdığınız zaman aslında 173.252.101.26 adresine gidiyorsunuz. Bu kısım bu kadar. Peki nedir bu hosts dosyası?
Hosts Dosyası Ne İşe Yarar?
İşte bu dediğimiz hosts dosyası, şu işe yarar; tarayıcımızda facebook.com diye aradığımızda bilgisayarımız önce hosts dosyasına bakar. Eğer hosts dosyasında facebook.com ile ilgili bir kayıt var ise (# 173.252.101.26 facebook.com gibi) sistem direk onu açar. Eğer öyle bir kayıt bulunmuyorsa bilgisayarımız internette bulunan DNS sunucularına bağlanarak facebook.com’un adresini öğrenir ve bağlanır.
Nerede Bulunur?
Windows’u kurduğunuz dizinde (Bende C:/ sürücüsünde) Windows diye bir klasör olur. Ona tıklıyoruz. Ardından: “System32/drivers/etc” klasörüne (Bölü işaretleri bir sonraki klasörü temsil eder) gidiyoruz. İşte hosts dosyamız burada. Veya aşağıdaki adres ile direk gidebilirsiniz.
Windows’u C:/ Sürücüsüne Kuranlar: C:\Windows\System32\drivers\etc
Windows’u D:/ Sürücüsüne Kuranlar: C:\Windows\System32\drivers\etc
İnsanları Çıldırtabilecek Şey Ne?
İşte yukarıda da bahsettiğim üzere eğer orada bir site ile ilgili kayıt var ise sistem direk olarak bizi oraya yönlendiriyor. Bizde bundan faydalanarak siteleri engelleyebiliyoruz. Yani tarayıcıdan facebook.com veya google.com diye girmeye çalıştığımızda sistem otomatik olarak bizi istediğimiz DNS adresine yönlendirecek.
Karşıya direk bulunamadı hatası çıkarmak istiyorsak aşağıdaki şekilde bir yol izliyoruz. Bilgisayarınızda localhost yani yerel sunucu var ise sistem direk sizi ona yönlendirecek. Eğer yok ise hata verecek ki bu sayede kişi “Her siteye giriyorum tek facebook ile google’a giremiyorum.” diyecek.
Hosts dosyasını açın ve en altına aşağıdakileri ekleyin. Büyük sitelerin başka uzantıları olduğundan dolayı kişinin yanlışlıkla da olsa girme ihtimali var. O yüzden bunları da düşünerek yapın ve her siteye bir www. olacak ve bir de olmayacak şekilde link verin. Unutmayın her satıra sadece bir link yazılıyor 🙂
127.0.0.1 facebook.com
127.0.0.1 google.com127.0.0.1 www.facebook.com
127.0.0.1 www.google.com
127.0.0.1 www.facebook.com.tr
127.0.0.1 www.google.com.tr127.0.0.1 facebook.com.tr
127.0.0.1 google.com.tr
Yukarıda gördüğünüz gibi hosts dosyamızdan facebook ile google’ın hem com.tr hem de com uzantılarını engelledik. Kişi bu linklerden birine girmeye çalıştığında sistem onu otomatik olarak 127.0.0.1 adresine yönlendirecek, ki kişinin bilgisayarında localhost bulunmadığından hata verecek (bulunsa da problem değil, yine oraya yönlendirir 🙂 ) Ardından dosyayı kayıt edin ve yerine koyun. Ardından garanti olsun diye bilgisayarı yeniden başlatın.
Yardıma ihtiyacınız olursa yolum yoluyla bildirebilirsiniz.
Engellerden Hoşlanmıyoruz. Daha Ucuzu Varken Kazıklanmak İstemiyoruz
Artık her gün karşılaşmaktayız bu engellerle. Çok gıcık bir hal almaya başladı . Yok sen bunu paylaştın, engelleyelim. Yok o bunu paylaşmış engelle vs. vs. Bir de “Korsana hayır !” diye bir şey çıktı.
Örnek vermek gerekirse, bir film sitesini ele alalım. “Korsana hayır !” başlığı altında bir çok siteyi engelliyorlar. Tamam. İyi, hoş, güzel sanatçılarımızı, emekleri koruyorsunuz da, öncelikle kendinize bir sormalısınız; “Neden korsan kullanıyor bu millet?“, “Neden bu siteler bu kadar rağbet görüyor?“, “Neden bu kadar site var?”. Bana göre; bunların bir-iki genel nedeni bulunmakta.
Birinci ve temel neden en pahalısını yapıyor ve satıyoruz. Herkes biliyor ki, ülkemiz bu konuda en pahalısı. Rakip tanımıyoruz. Albüm, film, kitap vs… fiyatları konusunda. Kolay yapılmadığını ve bir sürü emek harcandığını biliyoruz, anlıyoruz. Ama neden bu kadar pahalı satıyorsunuz? Bir albümün buradaki fiyatı 20-30 TL. Aynı albüm yurt dışında veya yine yurt dışından bir firmaya ait olan internet sitelerinde 10-15 TL. Üstelik tek tek satın alma olasılığınız da bulunmakta.
Geçenlerde bir albüm almak için iTunes dediğimiz gavur malı bir siteye giriş yaptım. Burada fiyatı 30-35 TL olan 29 parçalık bir albüm 5 TL idi. Hem de tamamen orjinal, üstelik DVD’lerde bulunan şu gıcık kopyalama engelleri de yok. Ek olarak tek tıkla indirip, dinleyebiliyor ve yine tek tıkla, bilgisayarınıza kayıt edip bir USB aracılığı ile istediğiniz yerde dinleyebiliyorsunuz. Hiçbir engel yok ! Siteye üye olduğunuzdan dolayı da istediğiniz bilgisayardan giriş yapıp yine istediğiniz gibi dinleyebiliyor, bilgisayarınıza bir şey olduğunda müzik arşivim gitti diye üzülmüyorsunuz.
Fakaaat; ülkemizden aldığınız DVD’leri çok yüksek meblağlar vererek alıyorsunuz. Sadece DVD ile dinleyebiliyorsunuz. DVD kırılınca, kaybolunca, çalınınca, yok olunca doğal olarak verdiğiniz para da, onu alabilmek için harcadığınız zaman ve emek de boşa gidiyor. İşgüzarın biri de çıkıyor; Neymiş “Emeğe saygı duyalım”, “Korsana hayır !” zırvalığı yapıyor. Yazıktır.
Sonra da korsan kullanımı doğal olarak artıyor. Eğer ki, yukarıda da anlattığım gibi fiyatları yüksek tutmasalar, iTunes ve diğer yabancı siteler gibi daha az ücrete daha kaliteli ve daha iyi koşullarda albümler satılsa, inanın kimse korsan kullanmaya yeltenmez. Sanatçılara bizim de saygımız vardır. Herkes iyi sanatçılar, iyi eserler görmek ve desteklemek ister. Fakat bir esere de, daha az bir ücret ödeyip alabilecekken tutup da, normalin üstünde bir meblağ ödeyip satın almak istemez.
(Yukarıdaki yazdıklarım tamamen benim kişisel düşüncemdir. Burada insanları korsana teşvik etmeye değil, onların açık açık kazıklanmasını engellemeye çalışıyorum. Ayriyeten bu yazıdan dolayı doğabilecek hiçbir sorumluluğu da kabul etmiyorum. Bu yazı tamamen bilgilendirme amaçlıdır.)